İç Gezegenim

kalın bağırsaklarımı doladım
durağan bir yaşamın kaçışına izin veremezdim.
daha sıkı, hadi
durma!
yukarıya doğru çıkarken, duraklarım
süzülen kanlarımda alkolü ararım.
dün gece, hayır
iki gün önceye ait bir öpüşme sonrası pişmanlığı.
kim o, o kim...
o ki yalnızlığın içinde sürüklenen bir bedenin boşluğuna tükürdüğü kuyudan çıkan görkemli bir ses.
en büyük sessizlik, başka büyük yok!

gizimdeyim, gizlerken kaçışlarımı.
içsel bağlantılarımı söküp de tamir ettim.
bir tek sana kıyamadım ciğerim.
halbuki sabah ezanı sesi ile iftarımdın sen benim.
herkes kalp diye sevdi, ben seni sevdim.
ak ya da kara.
ne fark eder ki, 
ismin benim için sadece sevda.

ben senin her şeyinim. 
belki de o her şeyin içinde bir şeyim.
her şeyinde arıza olan bir şeyim.
şeyhim belki de cumhuriyetin yakın olduğu dönemde.
devrim geliyor, devrim!
yıkılıyoruz yine, ciğerim.

aklım geziniyor sonbahar bahçelerinde.
takılıyor yine, takılıyor bir yerlerde.
nereye takıldı aklım.
takıyorum yine her şeyi her yere.
bir tek sen takmıyorsun genlerime.
gel dedim, iç gezegenime gel.
bir olsun genlerimiz, bir doğsun.
ciğerim.
kalbini birine ödünç mü verdin yine.
ah sen.
bu sefer giz saklandı tavanda
ismin bundan sonra kara sevda.